25 Nisan 2014 Cuma

Uyumamaliyim belki de

Uyumaliyim. Zaman gibi sessiz. Ya da gözlerim acikken görmemeliyim. Görmemeliyim hicbir seyi. Çevremde olup biteni. Insanlari. Kafalarinin icinde büyütüp durduklari dünyayi..
Ya da uyumamaliyim. Bencilce bütün duygu ve düsüncelere inat.
Daha derin görmeliyim. Altinda yatan sebepleri. Hepimize yetecek kadar büyük bir dünyada kimseye çarpmadan yürüyebilecek insanlarin neden kollarini açarak digerlerini düsürmeye çalistiklarini anlamaliyim.
Anlamaliyim ki yargilayabileyim.
Hirsizlik yapan birini yargilayabilmek icin yaptigi haraketin altinda yatan sebepleri  anlamak sarttir çünkü. Açliktan ölmek üzere olan çocugunu kurtarmak için yapmadigini bilmeliyim önce.
Gerci bu bir sebep olabilir mi, bilmiyorum.
Bildiklerim, bes duyu organimla algilayabildiklerimden ibaret belki.
Belki de bildigim tek sey uyumamam ve hic görmedigim kadar derin görmem gerektigi.
Her kötülüge inat. Insanlarin direk ''kötü'' diye yargiladigi hareketlerin altinda yatan sebepler icin. Uyumamaliyim.
''Uyku var. Bütün yorulmus olanlar ve yapacak bir seyleri olmayanlar için. Bütün bitmisler için. Uykularinda yeniden doganlar için. Herkes için var. Herkese yetecek kadar.
Ama 
''Yasarken ölmeyi, ölerek yasamayi sadece uykusuzlar bilir. Gözlerinin altinda biriken her küçük torba gördükleri hayallerle doludur. O her torbada ayri bir hayal saklidir uyanikken görülen''