29 Ocak 2015 Perşembe

Kara bulutlar gelmeden gidesim var

Bazen bir deniz olasım, yeri geldiğinde durasım, yeri geldiğinde hırçınlaşasım var. Dünyaya deniz gözüyle bakasım, balıklara eşlik edesim, hayatı bilmeden bir oltaya av olarak takılıp çırpınarak ölesim var. Bazen hayata geldiğim gibi gidesim, masum bir çoçuk benliğiyle göçesim var. Önümde güzel yıllar var diye düşünmeden, yarını göremeden, bilemeden gidesim var. Sadece gidesim; acı çekmeden, hüznü tatmadan, gözyaşını çoçukluğumdan bilip, neden ağladığımı bile düşünmeden, kara bulutlar gelmeden gidesim var.

Cevabi bilinmeyen sorular cildirmaya sebep mi?

Hayat mi sorumlusu mutsuz olmanin ? Sahi tum suclu hayat mi ? 
Mutsuzlugumuzun sebebi ustumuze yuklenen sorumluluklar, hata yapmamamiz, mukemmel olmamiz gerektiginin asilanmasiydi belki de. Eger oyleyse suclu bizdik, buna biz izin verdik. Izin verdik, yanlis yaptik ve devam ediyoruz. Kendi hayatimizi kendi istek ve hayallerimize gore  yasamiyoruz. Kendi yasamimizi kendimiz yonetmiyoruz. Ailenin istekleri, hata yapmama cabasi, birilerine ayak uydurma gereksinimi ve bu ugurda verilen maddi manevi kayiplar. Ve cope atilan her saniye bir kayip.Dahasi bir kisir dongu icinde mutlu olma cabasi ve yorgunluk. Sonucta elimizde var olan  mutsuzluk. 
Elimize neden biraz da mutluluk gecmesin ? Kurtulalim bu yanlistan. Kendimiz olalim, kendi isteklerimiz olsun, kendi hayallerimiz, kendi hayatlarimiz. 
Zaten bos konusmaz Nietzsche. Bir kere yanlis trene bindin mi koridordon ters tarafa yurumenin hicbir faydasi yoktur. Cozum   inip dogru trene binmek mi ?
Sahi cevabi bilinmeyen sorular cildirmaya  sebep  mi ?